Güneydoğu ‘da Midyat ve Mardin'i Keşfetmek

Mardin ve Midyat, Türkiye'deki diğer popüler destinasyonlardan farklı olarak, sahip olduğu derin kültürel ve tarihi mirası ile kumlu plajlardan ve sahil beldelerinden uzaklaşarak farklı bir doku keşfetmek isteyen ziyaretçileri kendine çekiyor. UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan noktaları ve Arap etkisine sahip mimarileri ile Mardin ve yakınlardaki Midyat, eski Kürt ve Süryani mirasını keşfetmek için harika bir fırsat sunuyor. Türkiye'nin en harika yerlerinden biri olarak göze çarpan ve dar labirent şeklindeki sokakları ile farklı bir atmosfer sunan Mardin, sizi her köşesinde zengin bir kültürel ve dini çeşitliliğe yönlendiriyor. Dicle nehri yakınında Mezopotamya ovalarına bakan Mardin, Süryani halkının ana vatanı olarak biliniyor. Yeni şehir merkezi tarihi değerleri tasvir etmezken, eski şehrin 14. yüzyıla ait bazı yapıları bulunuyor. Dar, Arnavut kaldırımlı sokakların etrafında yürüyüş yapmak kesinlikle Mardin'in günlük yaşamı hakkında harika fikirler veriyor: Binlerce yıllık medeniyetler ve kültür; merdivenli sokaklara, küçük meydanlara ve şehrin geleneksel konutlarına yansıyor.

 

Bölgedeki ilk yerleşimlerin izleri Neolitik Çağ'a kadar uzanıyor. Asurlular, Persler, Romalılar, Bizanslılar, Araplar, Selçuklular, Moğollar, Mamluklular, Karakoyunlular, Artukluslar, Akkonyunlular, Safevidler ve Osmanlılar Mardin'de iz bırakan medeniyetlerden birkaçı. Mardin ayrıca, Süryani Ortodoks Hıristiyanlarının en önemli dini merkezi olan 5. yüzyıldan kalma Süryani Ortodoks Cemaati Patrikliği'nin ekümenik oturumu olan Deyrulzafaran Manastırı'na da ev sahipliği yapıyor. Süryani Ortodoksluğunun en büyük ve en ünlü binalarından biri de, yakın Midyat ilçesinde bulunan Deyrulumur Manastırı (Mor Gabriel). Bu sevimli ilçe, "Telkari" olarak bilinen gümüş takıları ile ünlü olan Midyat, birçok zarif ve tarihi evlere ev sahipliği yapıyor. Seyahat planlarınız Türkiye'nin güneydoğusunu içeriyorsa ve Mardin turu yapmayı düşünüyorsanız mutlaka bu rotaların her ikisini de listenizde bulundurmalısınız.

 

Kasimiye Medresesi ve Deyrulzafaran Manastırı

 

Eski şehrin içinde, görülmeye değer önemli yapılar arasında eski bir İslam okulu olan Kasimiye Medresesi bulunuyor. İki katlı bina, eski Mezopotamya'nın şaşırtıcı bir görüntüsüne giden dikdörtgen bir avlu etrafında toplanıyor. Süryani Ortodoks Kilisesi'nin en önemli manastırlarından biri olan Deyrulzafaran Manastırı ise Mardin'in hemen güneybatısında, Aramice konuşan Hristiyanlar için tarihsel olarak önemli bir bölge olan Tur Abdin'in doğu ucunda yer alıyor.

 

Dara Antik Kenti

 

Mardin'e de yakın olan, sadece halka açılmış olan Dara Antik Kenti, gün yüzüne çıkarılan esrarengiz ve dikkat çekici kalıntıları ile görenleri büyülüyor. Aynı zamanda erken Bizans döneminden kalma antik bir kaleye sahip olan antik kent, büyük stratejik önemi nedeniyle, 6. yüzyıldaki Roma-Pers ihtilaflarında belirgin bir şekilde öne çıkmış olmasıyla da biliniyor.

 

Midyat

 

Mardin'e çok uzak olmayan büyüleyici Midyat ilçesi, şehrin yeni kısmı biraz kasvetli olmasına rağmen, büyük ölçüde el değmemiş bir mimari mücevher noktası olma özelliği taşıyor. Bal ve altın renklerinin hakim olduğu, taştan yapılmış şaşırtıcı sayıda güzel ev ile dolu olan Midyat'ın dar sokaklarında yürürken, birçoğu dış mekânlarında muhteşem süs oymacılığına sahip geleneksel konutlar ile karşılaşabilirsiniz. İlçeyi keşfetmek ve yakınlardaki Süryani Ortodoks kiliseleri ve manastırlarını ziyaret etmek için bir gününüzü ayırın. Bu eşsiz bölge, Hasankeyf kentindeki tarihi anıtları ziyaret etmek için de iyi bir başlangıç ​​noktası.

 

Hasankeyf

 

Bir diğer önemli nokta ise, Mardin'den yaklaşık bir buçuk saat uzaklıkta olan Hasankeyf. Midyat'a ise sadece kısa bir sürüş mesafesinde bulunan Hasankeyf, 12.000 yıllık köklü bir tarihe ev sahipliği yapıyor. Bu küçük kasaba, antik bir kalenin kalıntılarıyla dolu bir uçurumun yanında yer alan Dicle nehri kıyısındaki taş evler ile büyülü bir ortama sahip. Roma dönemine uzanan ve nehrin üzerinde 328 metre yükselen dik bir uçurumun tepesinde konumlanan Hasankeyf Kalesi; kalenin hemen aşağısında yer alan taş oymalı Er Rızk Camii ve 1473’te ölen bir prens tarafından yaptırılan Zeynelbey Türbesi Hasankeyf’te mutlaka görmeniz gereken üç önemli yapı.