İstanbul Adalar Turu
Ülkemizde gidilip görülmesi gereken pek çok yer var ancak bunların pek azı biliniyor ve popüler oluyor; başlıcası ise hiç şüphe yok ki Adalar bölgesinden oluşuyor. Neredeyse her yanı sonsuz mavilikle sarılı Türkiye’nin gezilip görülecek, masalsı bir deneyim yaşatacak adalarından haberdar değilseniz; Hatay'dan Murat Et Turizm sizler için gidip görmeniz gereken muhteşem Adalar bölgesini kaleme alacak ve bir gezi rehberi oluşturacak.
Kınalıada
Adını kızılımsı renginden alan Kınalıada, 1356 kilometrekare büyüklüğünde; İstanbul’a en yakın yerlerden bir tanesi ve bir hafta sonunu geçirmek için bu adadan daha iyi bir seçenek neredeyse yok. İklimi diğer adalara nazaran biraz daha sert olsa da, Kınalıada’nın atmosferi ve ihtişamı sizi içine daha ilk adımınızda çekiyor ve buraya tekrar tekrar gelmek istiyorsunuz.
Ermeni nüfusunun ağırlıklı olduğu Kınalıada, kozmopolit bir cennet. Bakıldığında, farklı kültürlerin ve insanların bir arada yaşadığı bu adada, yeşil bakımından diğer adalara nazaran fakir denilebilecek bir görüntü mevcut olsa da, özellikle gezilecek yerleri bakımından çok zengin bir ada olduğu aşikâr. Kınalıada’da gezilip görülmesi gereken, vakit geçirilmesi gereken pek çok yer var. Aşağıda sizler için bunları sıraladık.
Ayazma Plajı
Türkiye’nin en güzel koylarından bir tanesi olan Ayazma’dan Türkiye’de Sonbaharda Gezilebilecek En İyi 10 Yer başlıklı yazımızda da bahsetmiştik. Özelleştirilmiş ve etrafında pek çok yaşam alanının bulunduğu Ayazma’da hem halka açık bir sahil hem de giriş ücreti ödeyerek giriş yapabileceğiniz yerler mevcut. Gün içerisinde sakin, huzurlu ve nezih bir ortamda bulunmak; sonsuz maviliği izlemek ve elbette dinlenmek isterseniz, Ayazma Plajı bunun için çok uygun. Etrafında, sauna ve spa merkezlerinin de bulunduğu bu plajı Kınalıada’ya gittiyseniz muhakkak görmelisiniz.
Hristos Tepesi ve Manastırı
Hristos Tepesi, özellikle Bizans zamanında bir manastır bölgesi olarak hakimiyetini sürdürüyordu, şimdilerde ise tarihi bir keşif gezisi için oldukça uygun bir tepe olarak biliniyor. Bizanslardan kalma dört sütun taşının ve kemerli yeraltı sarnıcının bulunduğu bu tepede, ayrıca çeşitli tarihi kalıntılar ve harika bir manzara mevcut. Rivayet odur ki, Hristos Manastırı, eski bir Antik Yunan tapınağının üzerine kurulmuş, ancak buna dair kesin bir bilgi mevcut değil. Hem tarihi bir keşif gezisi yapmak hem de bolca manzara izlemek adına Hristos Tepesi ve Manastırı, Kınalıada’da gidilebilecek yerlerin başında geliyor. Ek olarak, burada ağaç gölgelerinden faydalanarak piknik yapabileceğiniz pek çok alanın olduğunu da hatırlatalım.
Surp Krikor Lusavoriç Ermeni Kilisesi
Kınalıada’nın Narçiçeği sokağında bulunan Surp Krikor Lusavoriç Ermeni Kilisesi, 1857’de inşa edilen bir yapı ve günümüze kadar korunabilmiş. 1988’de Restorasyon işlemine başlanan bu kilise; adanın tek ermeni Gregoryen Kilisesi olarak bilinmekte. Mimari olarak ihtişamlı sayılabilecek bir iç görüntüsü bulunan Surp Krikor Lusavoriç Ermeni Kilisesine mutlaka gitmenizi ve oradaki havayı, atmosferi solumanızı öneriyoruz.
Kınalıada Cami
Burası, Türkiye’nin en ilginç camilerinden bir tanesi. 50’li yılların sonunda ada halkının talebi doğrultusunda Karaköy meydanındaki Karaköy Cami’nin sökülerek Kınalıada’ya taşınması uygun görülmüştü ancak taşıma esnasında çıkan aksilikler, bunu engelledi. İstanbul Boğazı’nın sularına gömülen Karaköy Cami’nin parçaları, tarihe karıştı. Sonrasında ise halkın da desteği ile Mimar Başar Acarlı tarafından Kınalıada Cami inşa edildi. Kubbesi olmayan, üçgen formda bir cami olan Kınalıada Cami, minaresi camiden bağımsız bir yapı ve özellikle yabancı turistlerin oldukça fazla ilgisini çekiyor.
Burgazada
İstanbul’a bağlı olan Prens Adalarının üçüncü en büyük adası olan Burgazada, bir tatlı huzur almak isteyenlerin yeri olarak biliniyor. Kış sezonunda 1500’e yakın, yaz sezonunda ise 15 bin dolaylarındaki nüfusu ile dikkat çeken Burgazada, aynı zamanda Türk edebiyatının en önemli isimlerinden Sait Faik’in hayatının büyük bölümünü geçirdiği yer. 2003 Yılında meydana gelen yangın sonrasında yeşil varlığının çoğunu kaybeden adaya dair çalışmalar devam ediyor ve alanın yıllar içerisinde yangından sonrasına nazaran çok daha yeşil olduğu belirtilebilir. İlk hayvanat bahçesi, ilk senatoryum ve daha pek çok ilkin yapıldığı Burgazada’da gezilecek yerlere bir göz atalım. Tarihi yapıları, koyları, ibadethaneleri ile bu adada görülebilecek çok şey var.
Heybeliada
Kınalıada ve Büyükada ile birlikte Prens Adaları olarak anılan Heybeliada da, Adalar bölgesinde gidebileceğiniz en güzel yerlerden bir tanesi. Büyükada’dan sonra en büyük Prens Adası olarak bilinen bu adanın özellikle İstanbul’a çok yakın olması ile, günübirlik geziler için çok uygun olduğu belirtilebilir. Sakinliği ve sükuneti sayesinde tercih edilebilecek adalardan biri olan Heybeliada’da, gezilip görülecek pek çok yer mevcut. Adalar bölgesindeki tüm yerleşkeler gibi, burada da kozmopolit bir yaşam alanı var ve özellikle tarihten esintilerin olduğu bir ada gezisi yapmak istiyorsanız, Heybeliada bunun için hayli uygun bir seçenek.
Büyükada
Gelelim, Prens Adalarının en büyüğüne ve en ihtişamlısına… Büyükada, kalbinizi fethedecek atmosferi, canlılığı ve elbette tarihi ile sizi memnun edecek muhteşem yerlerden biri. Yaklaşık 5,5 kilometrekarelik bir alana yayılan bu ada, biri kuzey, biri güneyde olmak üzere iki tepeye sahip.
Yaklaşırken bile adanın eski yapıda evlerine rastlayabileceğiniz, manzarasına doyamayacağınız Büyükada’da, vapur iskelesi ana meydanda bulunduğundan bir simge haline gelmiş Saat Kulesi’ni, sıra sıra dizilmiş tatlı restoranları ve iş yerlerini görmeniz mümkündür. Hizmet için gelen araçlar haricinde, motorlu araçlara asla izin vermeyen adada bisiklet, en çok kullanılan ulaşım araçlarından bir tanesi. Büyükada’nın gezilecek yerleri arasında hem doğası ile dikkat çeken hem de tarihi ile ruhunuza dokunabilecek pek çok yer var.